1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı-Doç.Dr.Gülfidan UZAN
15 Mart 2021

“1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı" nda Akciğer Kanseri İle İlgili Bilmemiz Gerekenler

Akciğer Kanseri Nedir?
Yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıyla başlar. Bu kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara (karaciğer, kemik, beyin, vb) yayılarak hasara yol açar. Akciğer Kanseri tüm kanser türleri arasında erkeklerde ölüme sebep olan birinci, kadınlarda ise ikinci kanser türüdür. Dünyada her yıl yaklaşık 1.3 milyon kişi akciğer kanseri sebebiyle ölmektedir. Fakat yeni geliştirilen akciğer kanseri tedavi yöntemleri ile ortalama yaşam süresi ve kalitesi artmıştır.
Belirtileri Nelerdir?
Belirtiler hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli şikayetlere yol açmayabilir. Kanserin belirti vermeden ilerlemesi, bu kanseri bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktördür. Kişinin kanser olduğunu düşündüren belirtiler arasında;
Sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan birinin, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması, giderek artan nefes darlığı, balgamda kan görülmesi, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı, nedensiz kilo kaybı, ses kısıklığı, hırıltılı solunum, çok yorgun hissetme kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdendir.
Bazı kişilerde öksürük, hırıltılı solunum, nefes almada zorluk, göğüs rahatsızlığı olmasına rağmen  erken aşamada  genellikle dikkate değer bir belirti ortaya çıkarmaz. Hastaya farklı nedenlerle göğüs filmi ya da CT taraması yapıldığında tesadüfen teşhis edilebilir.

Risk Faktörleri Nelerdir?
Akciğerde tümör görülmesini tetikleyen çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır. Sigara, puro ve pipo kullanımı, pasif içiciler (tütün dumanına maruz kalanlar), toksik gazlara maruz kalma, asbest, hava kirliliği ve akciğer hastalıkları (geçirilmiş tüberküloz) bu hastalığa yakalanma riskini arttıran faktörler arasında yer almaktadır.
Bir kere bu kanser türüne yakalanan kişinin bu hastalığının tekrarlama riski, hiç kanser olmamış kişiye oranla daha fazladır. Akciğerde tümör oluşumuna zemin hazırlayan bazı riskli meslekler de bulunmaktadır. Madenciler, tekstil, izolasyon, plastik- sanayi, petro-kimya, boya, maden ve kaynak ile tersanede çalışan kişiler bu grupta sıralanabilir.

Türleri Nelerdir?
Kanser, farklı hücre türlerini temsil eden ve farklı tedavi gereksinimi duyan iki ana gruba ayrılır. Her iki grup için de ayrı tedavi yöntemleri vardır:
Küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK)
Küçük hücreli akciğer kanseri
Küçük hücreli kanser daha hızlı ilerleyen ve tanı konulduğunda çoğunlukla uzak metastazları olan kanser tipidir. Hastaların  %85’i küçük hücre dışı (KHDAK), % 15 i ise  küçük hücreli kanserdir.

Tanı Yöntemleri Hangileridir?
Akciğerinizde bir kitle olup olmadığını anlamak  için doktorunuz bir veya birden fazla test isteyecektir, akciğer filmi ya da akciğer tomografisi gibi. Eğer akciğerinizde  bir anormallik olduğunu tespit ederse, biyopsi öncesinde PET/BT ile bu kitleyi değerlendirecek ve kitlenin yapısının tespit edilmesi için  biyopsi isteyecektir. Biyopsi için  akciğerdeki şüpheli bölgeden doku örneği çıkarılır ve hastalığı tanımlamak için mikroskop altında incelenir. Yakındaki lenf düğümlerinden de doku örneği alınabilir.

Biyopsi Yöntemleri:
Bronkoskopi: İnce ve ışıklı bir tüpün ağızdan sokularak hava yollarının incelenmesi esasına dayanır. Şüpheli ya da tümör bölgesine yakın bronş mukozasından küçük bir doku parçası alınır.
İğne Aspirasyonu: Göğüs duvarından tümör bölgesine doğru bir biyopsi iğnesi sokularak tümörden küçük bir doku parçası alınması işlemidir. Bu işlem radyolojik görüntüleme eşliğinde yapılır.
Torasentez: Bir biyopsi iğnesi kullanılarak akciğerleri çevreleyen sıvıdan örnek alınmasıdır.
Torakotomi: Doğrudan tümörden bir parça almak amacıyla göğüs kafesinin cerrahi müdahale ile açılmasıdır. Biyopsi sonucu hastanın akciğer kanseri olduğu belirlenirse testler uygulanarak kanserin ne kadar yayıldığı (evresi)  araştırılır.

Evreler Nelerdir?
Kanserinin evrelemesi için farklı yöntemlerden faydalanılabilir;
BT – Bilgisayarlı Tomografi
MRG – Manyetik Rezonans Görüntüleme
PET /BT  – Pozitron Emisyon Tomografisi / Bilgisayarlı Tomografi
Kemik sintigrafisi
Mediastinoskopi / Mediastinotomi: her ikiside girişimsel işlemler olup kanserin göğüs kafesi içindeki lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığını gösterir.
Küçük hücreli akciğer kanseri  için evreleme sınırlı ve yaygın hastalık olarak yapılır.  KHDAK için ise dört evre vardır. Evre 1 ve 2’de lokal hastalıktan söz edilirken, Evre 3 ve 4’te lenfatik sisteme ve kan yoluyla uzak organlara yayılım vardır.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK): Tedavinin seçimi hastalığın yaygınlığı ile ilgilidir. Bu grup kanserlerde, cerrahi müdahale en yaygın tedavi şeklidir. Radyoterapi ve kemoterapi de hastalığın süresini yavaşlatma ve bulguları kontrol etmede kullanılmaktadır.

Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK): Birçok vakada hastalık, tanı konduğunda vücudun diğer bölümlerine de yayılmış durumdadır. Bu nedenle  cerrahi tedavi, küçük hücreli akciğer kanserinde çok az uygulanır. Doktorlar vücuda yayılmış kanser hücrelerine ulaşmak için genellikle kemoterapi uygulamasını tercih ederler. Kemoterapi içeren tedavi de, akciğerdeki kanserler veya vücudun diğer bölümlerindeki kanserler hedeflenerek uygulanabilir. Bazı hastalara beyine yönelik radyoterapi, orada kanser olmasa da uygulanabilir. Bu tedaviye koruyucu beyin ışınlaması denir. Bu beyinde kanser (tümör) oluşmasını engellemek için verilir. Tümörün büyüklüğüne, yayılımına ve patolojik tipine bağlı olarak aşağıdaki tedavilerden biri veya birden fazlası kullanılabilir:

Cerrahi tedavi (Akciğerdeki tümörün ameliyatla çıkarılması)
Kemoterapi(ilaç tedavisi); neoadjuvan (cerrahi öncesi) ve adjuvan (cerrahi sonrası)
Radyoterapi(ışın tedavisi)

Tüm kanserlerde olduğu gibi akciğer kanserinde de erken teşhis hayat kurtarır. Bu nedenle akciğer kanseri için risk faktörü olanlarda belirti olası durumunda en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.


Doç. Dr Gülfidan UZAN
SBÜ Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü