ERAS NEDİR?
ERAS (Enhanced Recovery After Surgery) postoperatif sonuçları iyileştirmek için multimodal, perioperatif müdahaleler konseptini tanımlamak amacıyla kullanılan terimdir. Program 10 yıldan uzun bir zaman önce gündeme geldi ve günümüzde postoperatif iyileşmeyi hızlandırdığı, hastanede kalma süresini, morbiditeyi ve iyileşme süresini kısalttığına dair yeterli sayıda kanıt oluştu. Farklı terminolojiler de kullanılmakla birlikte, genelde Avrupa’da ERAS, Amerika’da ise hızlandırılmış süreç (fast track) olarak adlandırılır. Danimarka’dan Prof. Henrik Kehlet’in 1990’ların sonuna doğru yaptığı çalışmalar bu protokolün oluşmasında temel taşları koymuştur ki bu nedenle kendisi ERAS’ın yaratıcısı olarak bilinir.
ERAS, bir hastanın ameliyat öncesinden başlayan ve evinde sonuçlanan yolculuğunun tamamı ile ilgili değişiklikler önerir. Protokol, perioperatif dönemde uygulanacak 20’den fazla kanıta dayalı elemanı içermektedir. Son yıllarda yayınlanan metaanalizlerde, büyük ameliyatlarda ERAS protokollerini uygulayarak hastanede kalış süresinin 2-3 gün kısaldığı ve komplikasyonların %30-50 azaldığı vurgulandı.
ERAS’IN FELSEFESİ: ERAS, bir hastanın ameliyat öncesinde poliklinikte başlayan ve taburcu olmasıyla birlikte evinde sonuçlanan yolculuğun tamamı ile ilgili değişiklikler önerir. Protokolün temel felsefesi cerrahi travmaya bağlı metabolik stresi azaltırken, fonksiyonların kısa zamanda normalleşmesine destek olarak, mümkün olan en kısa zamanda normal aktiviteye dönmeyi sağlamaktır. Konvansiyonel cerrahiden sonra oluşacak iyileşmede en önemli faktörlerden biri cerrahinin yarattığı metabolik travma ile mücadele etmektir. ERAS ile tanımlanan modern anestezi, analjezi ve bazı destek uygulamalar sayesinde travmaya karşı oluşacak metabolik yanıtın azaltılması hedeflenir. Böylece az hasar çabuk iyileşme ile sonuçlanacaktır. Unutulmaması gereken önemli nokta ERAS’ın bir cerrahın geleneksel dışı uygulamaları değil bir ekibin performansı olduğudur. Hastaneye başvurudan, evde tamamen iyileşme haline kadar yaşanacak süreçte bir ekibin farklı elemanlarının katkıları söz konusu olsa da, başrol oyuncuları olarak cerrah, anestezist ve hemşire ön plana çıkmaktadır. Ekibin bu temel üyelerinin önderliğinde, tüm elemanlar maksimum 15 günde bir kez toplanarak, sonuçları değerlendirmeli ve eğitim çalışmaları yapmalıdır. ERAS protokolleri geleneksel, hatta dogmatik bile denilebilecek cerrahi ve anestezi uygulamalarının dışına taşmakta ve radikal olarak nitelendirebilecek yenilikler getirmektedir.
TARİHÇE: Kuzey Avrupa’dan doğan ve çok kısa zamanda Amerika’nın da dahil olduğu pek çok ülkede hızla taraftar bulan ve postoperatif iyileşmenin hızlandırılması adına yenilikler sunan konseptin dernekleşme süreci 2012 yılında Stockholm’de ERAS Society’nin kurulması ile başladı. Aslında başlangıçta Türkiye’deki pek çok bilim insanı ERAS protokollerinin sağladığı yararların farkında idi, ancak uygulama konusunda istekli değillerdi. 2006 yılındaki Ulusal Cerrahi Kongresi’ne davet edilen Olle Ljunqvist ERAS konsepti hakkında bir konferans vererek cerrahların dikkatini çekti. Bundan sonra ülkemizde de bazı cerrahlar ve anestezistler bireysel işbirlikleri yaparak uygulamaya başladılar.
Hastanemizin ERAS Polikliniği:
ERAS, ameliyat sonrası hasta bakımını iyileştiren bir model olarak öne çıkıyor. Hastanemiz ERAS Polikliniği de ERAS Derneği ve dernekle bir araya gelip üretilen fikirlerden sonra başlayan Türkiye’deki ilk ve tek uygulamadır. Bu uygulama ile; hastalarımız, ameliyat kararı verildikten sonra polikliniğimize yönlendiriliyor ve burada diyetisyen, fizyoterapist, anestezist, hemşire ve cerrah gibi farklı uzmanlık alanlarından destek alıyorlar.”
ERAS Polikliniği, hastaları ameliyat öncesi kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutuyor.
Ameliyatın zorluk derecesi ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak kişiye özel bir plan hazırlanıyor. Hastalarımıza diyetisyen desteğiyle doğru beslenme programları sunuluyor. Amaç, kilo kaybı değil, kas kütlesini artırmaktır; çünkü kasların güçlü olması, iyileşme sürecinde kritik öneme sahiptir.Hastalar ameliyat öncesi fizyoterapi desteği alıyor ve diz ya da kalça ameliyatlarında, daha hızlı mobilizasyon için özel egzersiz programları uygulanıyor. Böylece ameliyat öncesi kas güçlendirici egzersizler ve protein ağırlıklı beslenme programlarıyla hastalarımız çok daha hızlı iyileşiyor. Ekip çalışması sayesinde her uzmanlık alanıyla bir arada çalışarak en iyi sonucu elde etmek amaçlanıyor.
ERAS Polikliniği, sadece hastanemizde değil, aynı zamanda devlet ve üniversite hastanelerine de örnek olabilecek bir model sunuyor. Hastalarımızın farklı bölümlerde zaman kaybetmesini önlemek için tüm uzmanlık alanlarını bir araya getirilerek hem hasta hem de sağlık personeli için verimli bir süreç oluşturulmuş oluyor.
ERAS NEDİR?
ERAS (Enhanced Recovery After Surgery) postoperatif sonuçları iyileştirmek için multimodal, perioperatif müdahaleler konseptini tanımlamak amacıyla kullanılan terimdir. Program 10 yıldan uzun bir zaman önce gündeme geldi ve günümüzde postoperatif iyileşmeyi hızlandırdığı, hastanede kalma süresini, morbiditeyi ve iyileşme süresini kısalttığına dair yeterli sayıda kanıt oluştu. Farklı terminolojiler de kullanılmakla birlikte, genelde Avrupa’da ERAS, Amerika’da ise hızlandırılmış süreç (fast track) olarak adlandırılır. Danimarka’dan Prof. Henrik Kehlet’in 1990’ların sonuna doğru yaptığı çalışmalar bu protokolün oluşmasında temel taşları koymuştur ki bu nedenle kendisi ERAS’ın yaratıcısı olarak bilinir. ERAS, bir hastanın ameliyat öncesinden başlayan ve evinde sonuçlanan yolculuğunun tamamı ile ilgili değişiklikler önerir. Protokol, perioperatif dönemde uygulanacak 20’den fazla kanıta dayalı elemanı içermektedir. Son yıllarda yayınlanan metaanalizlerde, büyük ameliyatlarda ERAS protokollerini uygulayarak hastanede kalış süresinin 2-3 gün kısaldığı ve komplikasyonların %30-50 azaldığı vurgulandı.
ERAS’IN FELSEFESİ: ERAS, bir hastanın ameliyat öncesinde poliklinikte başlayan ve taburcu olmasıyla birlikte evinde sonuçlanan yolculuğun tamamı ile ilgili değişiklikler önerir. Protokolün temel felsefesi cerrahi travmaya bağlı metabolik stresi azaltırken, fonksiyonların kısa zamanda normalleşmesine destek olarak, mümkün olan en kısa zamanda normal aktiviteye dönmeyi sağlamaktır. Konvansiyonel cerrahiden sonra oluşacak iyileşmede en önemli faktörlerden biri cerrahinin yarattığı metabolik travma ile mücadele etmektir. ERAS ile tanımlanan modern anestezi, analjezi ve bazı destek uygulamalar sayesinde travmaya karşı oluşacak metabolik yanıtın azaltılması hedeflenir. Böylece az hasar çabuk iyileşme ile sonuçlanacaktır. Unutulmaması gereken önemli nokta ERAS’ın bir cerrahın geleneksel dışı uygulamaları değil bir ekibin performansı olduğudur. Hastaneye başvurudan, evde tamamen iyileşme haline kadar yaşanacak süreçte bir ekibin farklı elemanlarının katkıları söz konusu olsa da, başrol oyuncuları olarak cerrah, anestezist ve hemşire ön plana çıkmaktadır. Ekibin bu temel üyelerinin önderliğinde, tüm elemanlar maksimum 15 günde bir kez toplanarak, sonuçları değerlendirmeli ve eğitim çalışmaları yapmalıdır. ERAS protokolleri geleneksel, hatta dogmatik bile denilebilecek cerrahi ve anestezi uygulamalarının dışına taşmakta ve radikal olarak nitelendirebilecek yenilikler getirmektedir.
TARİHÇE: Kuzey Avrupa’dan doğan ve çok kısa zamanda Amerika’nın da dahil olduğu pek çok ülkede hızla taraftar bulan ve postoperatif iyileşmenin hızlandırılması adına yenilikler sunan konseptin dernekleşme süreci 2012 yılında Stockholm’de ERAS Society’nin kurulması ile başladı. Aslında başlangıçta Türkiye’deki pek çok bilim insanı ERAS protokollerinin sağladığı yararların farkında idi, ancak uygulama konusunda istekli değillerdi. 2006 yılındaki Ulusal Cerrahi Kongresi’ne davet edilen Olle Ljunqvist ERAS konsepti hakkında bir konferans vererek cerrahların dikkatini çekti. Bundan sonra ülkemizde de bazı cerrahlar ve anestezistler bireysel işbirlikleri yaparak uygulamaya başladılar.
Hastanemizin ERAS Polikliniği:
ERAS, ameliyat sonrası hasta bakımını iyileştiren bir model olarak öne çıkıyor. Hastanemiz ERAS Polikliniği de ERAS Derneği ve dernekle bir araya gelip üretilen fikirlerden sonra başlayan Türkiye’deki ilk ve tek uygulamadır. Bu uygulama ile; hastalarımız, ameliyat kararı verildikten sonra polikliniğimize yönlendiriliyor ve burada diyetisyen, fizyoterapist, anestezist, hemşire ve cerrah gibi farklı uzmanlık alanlarından destek alıyorlar.”
ERAS Polikliniği, hastaları ameliyat öncesi kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutuyor. Ameliyatın zorluk derecesi ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak kişiye özel bir plan hazırlanıyor. Hastalarımıza diyetisyen desteğiyle doğru beslenme programları sunuluyor. Amaç, kilo kaybı değil, kas kütlesini artırmaktır; çünkü kasların güçlü olması, iyileşme sürecinde kritik öneme sahiptir. Hastalar ameliyat öncesi fizyoterapi desteği alıyor ve diz ya da kalça ameliyatlarında, daha hızlı mobilizasyon için özel egzersiz programları uygulanıyor. Böylece ameliyat öncesi kas güçlendirici egzersizler ve protein ağırlıklı beslenme programlarıyla hastalarımız çok daha hızlı iyileşiyor. Ekip çalışması sayesinde her uzmanlık alanıyla bir arada çalışarak en iyi sonucu elde etmek amaçlanıyor.
ERAS Polikliniği, sadece hastanemizde değil, aynı zamanda devlet ve üniversite hastanelerine de örnek olabilecek bir model sunuyor. Hastalarımızın farklı bölümlerde zaman kaybetmesini önlemek için tüm uzmanlık alanlarını bir araya getirilerek hem hasta hem de sağlık personeli için verimli bir süreç oluşturulmuş oluyor.
25 Aralık 2024