2021
YILI KALP SAĞLIĞI HAFTASI
Kalp damar hastalıklarına dikkat çekmek,
farkındalık yaratmak için 12-18 Nisan 2021 tarihleri arası Kalp Sağlığı Haftası
olarak kutlanmaktadır. Her ne kadar yaklaşık 1.5 yıldır dünyanın ve bizim gündemimizde koronavirüs olsa da, kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada olduğu
gibi ülkemizde de halen en sık ölüm nedenidir.
Her yıl yaklaşık 18 milyon insan kalp damar hastalıkları, kalp krizi,
kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Eskiden ileri yaş hastalığı
olarak düşünülen kalp hastalıkları, günümüzde giderek artan düzensiz ve
sağlıksız beslenme, hareketsiz ve stresli yaşam, erken yaşlarda başlayan sigara
alışkanlığı, artan tansiyon ve şeker hastalığı nedeniyle artık çok daha erken
yaşlarda görülmektedir. Türkiye, 50 yaş altı kalp krizinden ölüm sıklığı
açısından Avrupa ülkelerine kıyasla ilk sırada yer almaktadır. Başlıca risk
faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalbe bağlı ölümlerin %80’inin önlenebileceği
öngörülmektedir.
Kalp damar hastalıkları açısından en önemli risk
faktörleri; hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara içimi, ailede
erken yaşta kalp damar hastalığı olması, obezite, hareketsiz yaşam, dengesiz ve
sağlıksız beslenmedir. Diyabet, hipertansiyon ve yüksek kolesterolün yaşam
tarzı değişikliği ve /veya ilaçlarla etkin tedavisi, düzenli ve dengeli
beslenme, egzersiz ve spor alışkanlığı, kilo kontrolü, sigara ve diğer
tütün ürünlerinin kullanımının bırakılması ile kalp damar hastalıklarından
korunmak mümkündür. Bu konuyu 4 ana başlıkta özetleyebiliriz
1-Hipertansiyon, Diyabet ve Yüksek Kolesterolün Önlenmesi:
Evde ölçülen kan basıncı değerinin 135/85mmHg’yi
geçmesi veya hastanede ölçülen değerin 140/90 mmHg’yi geçmesi hipertansiyon
olarak adlandırılmaktadır. Erken evre hipertansiyonda ilaca gerek kalmadan diyet
ve egzersiz önerileri ile hastanın tansiyonu kontrol altına alınabilmekte iken,
hipertansiyona bağlı organlarda hasar geliştiğinde, ilaç tedavisi başlanması
gerekebilmektedir. İlaçlar hastanın, diğer risk faktörleri ve laboratuar, EKG, Ekokardiyografik
belirteçleri ve tansiyon değerlerine göre hastaya özel seçilmektedir.
Sağlıklı bireylerde açlık kan şekeri düzeyi
ortalama 70-100 mg/dl arasında değişkenlik gösterir. Açlık kan şekerinin 126
mg/dl'nin üzerinde olması ile diyabet tanısı konulmaktadır. Diyabetin kontrol
altına alınması kalp ve damar hastalıkları açısından çok önemlidir. Yeni nesil
bazı diyabet ilaçları, kan şekeri regülasyonunun yanı sıra, direk kalp damar
hastalıklarından ve kalp yetmezliğinden koruyucu etkiye de sahiptirler. Hangi hastaya hangi ilacın verileceğine
doktor kontollerinde karar verilmektedir.
Kolesterol yüksekliği tanı ve tedavisi tamamen
kişiye ve mevcut hastalıklarına özeldir. Bypass olmuş, koroner stent takılmış,
kalp krizi geçirmiş hastada LDL değerini 55’in altına düşürmek için ilaç
vermemiz gerekirken, hiçbir risk faktörü olmayan hastalarda sadece yaşam tarzı
değişikliği ile ilaç vermeden kolesterol kontrol altına alınabilmektedir.
2- Sağlıklı Beslenme Alışkanlığı:
Günümüzde giderek daha fazla şeker, tuz,
kızartma, doymuş yağ ve trans yağ
içeriği yüksek işlenmiş gıdalar tüketilmektedir. “Akdeniz Tipi Beslenme
Alışkanlığı” adını verdiğimiz meyve sebze ağırlıklı beslenme şekli ile,
günümüzde giderek popülerliği artan ‘Pesko-Vegetaryan Diyet’ dediğimiz balık ve
deniz ürünlerinin vejeteryan diyete eklendiği beslenme şekli, kalp dostu diyet
olarak bilinmektedir.
Günlük tuz tüketimimizi bir tatlı kaşığı (5 gr)
ile sınırlandırılmalı, mümkün olduğunca tencere tipi ev yemekleri ile
beslenmeliyiz. Beden kitle indeksi dediğimiz kilo/boyun karesi (kg/m2)
formülüyle hesaplanan değer 25 kg/m2 yi geçtiğinde kilolu, 30’u geçtiğinde ise
obez olarak gruplandırılıyoruz. Sağlıklı kalp ve damarlar için mümkün olduğunca
bu değeri 25’in altında tutmamız önerilmektedir.
Sigara ve
her türlü tütün ürünü kalp sağlığını oldukça olumsuz etkilemektedir. Günde 1
paket de sigara içilse, 1 dal da mutlaka tamamen bırakmak hedeflenmelidir.
3-Fiziksel Hareket ve Egzersiz:
Günümüzde çocukluk çağından itibaren fazla kilo
ve obezite eskiye göre artan sıklıkta görülmektedir. Çocukken obez olanlar ileri yaşlarda
hipertansiyon diyabet ve kalp damar hastalıklarına daha yatkın olmaktadır. Çocuklardan
başlayarak, tüm insanlara hareketli bir yaşam tarzı oluşturmak için mutlaka
sporu günlük rutinimize eklemeliyiz. 220-yaş’ın %55’inin altında bir kalp hızı
ile yaptığımız egzersiz düşük yoğunlukta egzersiz iken, %55-74 orta yoğunlukta,
%75-90 yüksek yoğunlukta ve %90’in üstü çok yüksek yoğunlukta egzersiz olarak
sınıflandırılmaktadır. Hastanın yaşı, kondüsyonu ve belli risk faktörlerine
göre hastaya özel olarak ne yoğunlukta egzersiz yapabileceği belirlenmektedir.
4- Covid-19 ve Kalp Sağlığı:
Günümüzde, Covid-19 enfeksiyonuna bağlı kalp
damar hastalıklarında artış olabileceği öngörülmekte ve bu durum çeşitli
bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir. Covid-19 hastalık seyri sırasında
toplar damarlarda ve atar damarlarda pıhtılaşmaya sebep olabilmektedir. Bacak
derin toplar damarlarında pıhtı olduğunda, bu pıhtıyı akciğere atıp pulmoner
emboli dediğimiz oldukça ciddi ve ölüme sebebiyet veren bir hastalığa yol
açarken, kalbi besleyen koroner damarlarda pıhtıya sebep olması nedeniyle kalp
krizlerine yol açmaktadır. Aynı zamanda direk kalp kası hücrelerini etkileyerek
miyokardit dediğimiz kalp kası iltihabı ile kalp yetmezliği geliştirebilmektedir. Bu nedenle takip ettiğimiz Covid-19
hastalarına Bilim Kurulu’nun öngördüğü kriterlere göre ve Sağlık Bakanlığı tarafından
yayınlanan kılavuzlara (T.C. Sağlık Bakanlığı Covid-19
antisitokin-antiinflamatuar tedaviler, koagülopati yönetimi) göre düşük dozda kan sulandırıcı iğne ve düşük
doz aspirin vererek bu pıhtılaşma sürecinden hastayı korumayı hedeflemekteyiz. Bu
bağlamda Covid-19’un kalbe olan etkilerinden korunabilmek için maske mesaje
hijyen kurallarına mutlaka uymalı, aşı zamanı geldiğinde aşımızı yaptırmalı,
kendi sağlığımızı koruduğumuz gibi toplum bağışıklığına da katkı sağlamalıyız.
Son söz
olarak kalbimiz bizim için değerli ve önemlidir. Hayatta kalabilmemiz için
sağlıklı kalbe sahip olmamız gerektiğini unutmadan en büyük yatırımı bedenimize
yapmalı ve kalp kontrollerimizi aksatmamalı, düzenli dengeli beslenmeli, bol
bol hareket etmeliyiz.
Doç.Dr
Sinem ÇAKAL
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Kardiyoloji Uzmanı