15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü
10 Ekim 2023

LENFOMA NEDİR?

 Lenfomalar, bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan lenfosit denilen hücrelerden kaynaklanan habis tümörlerdir. Habis lenfositler aynı normal lenfositler gibi lenf düğümleri, dalak, kemik iliği ve diğer organlarda çoğalabilirler ama tümör kitlesi çoğunlukla lenf bezlerinde büyüme ile kendini gösterir.

Lenfomalar temel olarak Hodgkin ve Non-hodgkin lenfoma olarak ikiye ayrılır.  Ama bunların alt tipleri de bulunmaktadır ve tedavinin planlanması için doku biyopsisi ile lenfoma tipinin saptanması zorunludur.

Hastaların büyük çoğunluğunda lenfoma nedeni saptanamaz. Yine de kemik iliği ve  solid organ nakilleri, lupus gibi otoimmun hastalıklar, EBV, Hepatit C, HIV gibi viral enfeksiyonlar, helicobacter pylori enfeksiyonları (mide lenfoması), bağışık sistemini baskılayan ilaçlar ve çeşitli kimyasal maddelere maruziyet lenfoma riskini arttırtabilir ayrıca ailesel yatkınlıkta olabilir.

Lenfomalar en sık boyun, koltukaltı, ve kasık bölgesinde büyümüş ağrısız lenf bezi kitleleriyle kendini gösterir. Lenf bezleri aslında en sık enfeksiyonlara bağlı olarak büyür ama lenfomanın aksine enfeksiyonun düzelmesinden sonra lenf bezinin küçülmesi beklenir. Lenfoma hastalarında göğüs kafesi ve karın içerisinde de lenf bezi kitleleri olabilir. Bu lenf bezlerinin çevre dokulara baskı yapması nedeniyle nefes darlığı, boyun ve göğüste şişme gibi belirtiler de olabilir. Lenfomalar lenf bezleri dışında kemik iliği ve diğer organlarda da tutulum yapabilir. Kan değerlerinde ve etkilenen organın fonksiyonlarında bozulmalara neden olabilir. Lenfoma hastalarında ayrıca kilo kaybı, ateş yüksekliği, gece terlemesi, halsizlik, kaşıntı gibi yakınmalar da görülebilir.

Belirtilen yakınma ve bulgular lenfoma dışında başka hastalıklarda da görülebilir. Lenfoma tanısı konulabilmesi için hastanın kan sayımı biyokimya gibi kan tetkiklerinin yapılması, röntgen, ultrasonografi, BT, MR ve PET-BT gibi görüntüleme yöntemleriyle büyümüş lenf nodlarınının ve tutulan organların incelenmesi ve lenf nodu ya da tutulu organlardan yapılan doku biyopsisi gereklidir. Alınan doku biyopsisinin histopatolojik incelemesi lenfoma tanısının konulması ve lenfoma tipinin belirlenmesini sağlar.

Lenfoma tedavisi; lenfomanın tipi, yaygınlığı, tedavi uygulanacak hastanın yaşı ve ek hastalıkları gibi çeşitli faktörlere göre planlanır. Yavaş ilerleme gösteren bazı lenfoma tiplerinde bekle-gör stratejisiyle hastalar tedavisiz takip edilebilir. Tedavide kemoterapi, monoklonal antikorlar gibi hedefe yönelik tedaviler, radyoterapi kullanılabilmektedir. Lenfomalar bu tedavilerle yüksek yanıt oranlarına sahip tedavi edilebilir hastalıklardır. Yanıtsız ya da nüks gelişen hastalarda kök hücre nakli gibi başka tedavi seçenekleri de vardır. Bu tedaviler sırasında sağlıklı beslenmeye, sigara gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınmaya dikkat etmelidir. Kemoterapi alan hastalar zaman zaman hastalıklarının tedavisine iyi geleceğini düşünerek ısırgan otu, polen gibi çeşitli doğal ürünler tüketmek isteyebilmektedir. Bunlar çeşitli kemoterapi ilaçlarıyla etkileşip etkinliklerinin azaltabileceğinden yada karaciğer-böbrek fonksiyonları olumsuz etkileyip tedaviyi sekteye uğratabileceğinden kaçınılmalıdır.

 

Uz.Dr.Nilay ERMANTAŞ

SBÜ Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Hematoloji Hekimi