Plastik,Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi
01 Şubat 2024


 

Plastik Cerrahi Bölümü, tam ismiyle Plastik, Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi, modern tıbbın son yüzyıl içerisinde ortaya çıkmış genç bir branşıdır. İsmindeki plastik ifadesi eski Yunancada “şekillendirmek, oluşturmak” anlamına gelen “plasticos” kelimesinden gelir. Plastik cerrahinin temel amacı en basit tanımlama ile şekil ve fonksiyonu geri kazandırmaktır. 

Branş isminde yer alan estetik ifadesi, plastik cerrahinin rekonstruksiyon amaçlı tanımlanmış tekniklerinin aslında sağlıklı olan kişilerde görünüşü daha cazip ve göze hoş gelen hale getirmek amacıyla kullanıldığı kısmını ifade eder. Estetik amaçlı girişimleri gerçekleştirmek için yetkilendirilmiş yegane bolumdur. Rekonstruktif ifadesi ise ister doğumsal, ister sonradan kaza, kanser vs sebeplerle kazanılmış olsun, sekil ve fonksiyonu geri kazandırma amaçlı işlemleri gerçekleştiren kısmını belirtir. Plastik cerrahinin temel ilgi alanları arasında: cerrahi ve cerrahi olmayan estetik işlemler, doku eksikliklerinin giderilmesi, acık yaraların kapatılması, yanık sonrası yeniden oluşturma işlemleri, yüz kemiklerinin kırıklarının ve doğumsal kafa/yüz şekil bozukluklarının düzeltilmesi, yarık damak/dudak düzeltilmesi, el cerrahisi, doğumsal el anomalilerinin (bitişik ve fazla parmaklar, eğrilikler, eksik gelişimler vs.) düzeltilmesi ve mikro cerrahi ve doku nakilleri (yüz nakli, uzuv nakilleri) yer alır. Diğer birçok bölümün aksine belirli bir organ veya sistem etrafında değil, belirli teknikler çevresinde oluşturulmuş, baş tepesinden, ayak parmak tırnak ucuna kadar tüm vücutta ameliyatların  gerçekleştirildiği -belki de tek- bölümdür.

Özellikle insanlık tarihinin en yıkıcı çatışmaları olan dünya savaşları çok sayıda insanın ölümüne sebep olmanın yanında çok daha fazlasını sakat bırakmış, giderek artan yıkıcı
kuvvete sahip silahların kullanılması ile insanlar ömür boyu bu yaralanmalara bağlı sekil bozuklukları ve organ işlev kayıpları ile yaşamak zorunda kalmıştır. Bu noktada, bir ihtiyaçtan doğan modern plastik cerrahinin kurucusu İngiliz kökenli Yeni Zelandalı bir KBB hekimi olan Harold Gillies’dir. Gillies 1. Dünya Savaşı’nda da orduya katılarak saha cerrahı olarak çalıştıktan sonra, İngiltere Londra’da kurularak 1. Dünya Savaşı gazilerine tahsis edilen ve kendisinin bastakipligini yaptığı Queen Mary Hospital’de savaş yaralanmalarına bağlı yüz kırıkları, doku eksiklikleri, organ kayıpları yaşayan birçok hastanın daha önce tanımlanmamış birçok yeni teknik ile başarılı şekilde tedavilerini gerçekleştirmiştir. 




 Modern plastik cerrahinin kuruluşu çok yakın tarihli olsa da yapılan araştırmalar aslında kökenlerinin M.Ö 2500’de Eski Mısır’a kadar uzandığını göstermektedir. Burun kesmenin hırsızlık ve çeşitli suçlar için yaygın bir cezalandırma yöntemi olduğu Hindistan’da Sushuta Samhita tarafından M.Ö 800’lü yıllarda alından doku transferi ile burun rekonstrüksiyonu yapıldığı bilinmektedir. Daha sonrasında bu yöntemler Rönesans ve coğrafi keşifler sırasında batılı hekimler tarafından öğrenilerek kendi ülkelerinde tanıtılmış ve modern plastik cerrahinin kökenleri atılmıştır. 




Sürekli yeni teknikler ve innovasyonlarin geliştirildiği dinamik bir branş olan plastik cerrahi ufku her gün daha öteye taşımakta ve her gün daha fazla insanın yasadığı sıkıntılara çare getirmektedir. Diğer birçok branşta olduğu gibi ülkemiz plastik cerrahları da dünyada hakkettikleri konuma ve prestije ulaşmış, dünyada plastik cerrahinin gelişimine büyük katkıda bulunmuş ve bulunmaya devam etmektedir. 

 

Op. Dr. Alper Burak USLU

Plastik, Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı